Bir Gece, Bir Kelime ve Bir Hayatın Değişimi
Bir akşam, kahvemi hazırlarken eski bir dostumun sesini duydum. Telefonumun ekranında adını görünce, birdenbire içimi buruk bir his sardı. Yıllardır haberleşmemiştik. Aradığında ise sesinde bir hüzün vardı, çok belirgindi.
“Merhaba, nasıl gidiyor?” dedim, ne kadar normal bir giriş yapabilsem de, onun cevabındaki ton, bir şeylerin yanlış olduğunu hemen hissettirdi.
“İyi değilim. Bir kavga oldu,” dedi. “Bir kelime, bir sözcük. Her şeyim değişti.”
Birden, bu konuşmanın başlamasıyla geçmişin ve kelimelerin gücünü düşündüm. Bu hikâye de, sadece bir kelimenin ne kadar yıkıcı olabileceğini anlatacak bir hikâyeye dönüşecekti. Şimdi, dostumun bana anlattıklarını sizinle paylaşmak istiyorum.
Bir Kelimenin Yıkıcılığı
Selin ve Bora uzun süredir birlikteydiler. Bora, her zaman çözüm odaklıydı, planlıydı ve hayatını stratejik bir şekilde yönetiyordu. Selin ise her şeyin ötesinde, empatik bir kadındı. İnsanları anlar, onların duygusal ihtiyaçlarını hissederdi. Birbirlerini tamamlıyorlardı, fakat bir akşam, Boranın ağzından çıkan bir kelime her şeyin sonunu hazırladı.
Bora, bir tartışmada öfkesini kontrol edemedi ve “Yine kadınsı hislerinle geldin,” dedi. Bu, bir kelimeydi ama Selin’in kalbinde büyük bir çöküşe neden oldu. Bora, aslında ne kadar küçümseyici bir dil kullandığının farkında değildi. Kadınsı hisler mi? Selin, duygusal zekasını ve empatisini bazen en büyük gücü olarak kullanıyordu ama bu kelime, her şeyin üstüne bir damga gibi oturdu.
Selin, kendi değerinin sorgulanmaya başlandığını hissetti. Bu kelimeyle Bora, sadece onun hislerine değil, kadınlık kimliğine de zarar vermişti. Bora, aslında ona sadece bir stratejist gibi yaklaşmıştı, çözüm arayarak, anlamadan ve dinlemeden. Ama Selin, bir kadının hislerinin ne kadar güçlü olabileceğini, bir sözcüğün ne kadar derin yaralar açabileceğini, o an acı bir şekilde öğrenmişti.
Bir Söz, Bir Dünyayı Yıkabilir
Bazen sözcükler, bir araya gelip dağlar inşa edebilir. Diğer zamanlarda, aynı kelimeler o dağları yıkıp geçer. Bora’nın söyledikleri, Selin’i çok yaraladı ama o, duygusal zekâsıyla kendini toparladı. Bora’nın söylediği kelimeyi de, Selin’in kalbinde bir yara olarak bırakmayacak şekilde, ona şunu anlattı:
“Kelimenin gücünü küçümseme,” dedi Selin. “Bunu artık unutamam. Bu, benim için sadece bir sözcük değil, bir şekilde değersizleştirildim. O kelime, duygularımı küçümsedi ve bunu affedebilmem için zaman gerek.”
Bir Kadın ve Bir Erkeğin Perspektifleri
Bir ilişkide, kadın ve erkek arasında en büyük fark, duyguların ve kelimelerin farklı algılanmasıdır. Erkekler genellikle çözüm odaklıdır, stratejik bir şekilde bir durumu ele alırlar. Kadınlar ise empatik ve ilişkisel bir yaklaşım sergiler, duygulara daha fazla odaklanırlar. Bora, bu farklılıkları anlamadan ve bir kadının duygusal ihtiyaçlarını göz ardı ederek, kelimeleriyle Selin’i kırdı.
Birçok erkeğin yaptığı hata, bazen duygusal bağ kurmayı unutup, sadece çözüm aramaya odaklanmasıdır. Bir kadının hislerine saygı göstermek, ona değer verdiğini göstermek için sadece çözüm değil, aynı zamanda anlamaya çalışma ve ona değer verme gereklidir.
Sonuç
Selin ve Bora, bu olaydan sonra uzun süre sessiz kaldılar. Ancak sonunda, Bora hatasını fark etti ve Selin’den özür diledi. Fakat, her şeyin eskisi gibi olamayacağını biliyorlardı. Bir kelime, bir ilişkiyi değiştirebilir. Sözlerimizi seçerken dikkatli olmalıyız. Hakaret içeren, küçümseyen ya da inciten her sözcük, bir insana zarar verebilir.
Unutmayalım, kelimeler bazen en büyük silahlarımız olabilir. Birini sevdiğimizde, kelimelerimizi onu incitmeden kullanmak, bizim en büyük gücümüz olmalıdır.