Geçici Görevlendirme En Az Kaç Ay Olur? Tarihten Günümüze Bir Dönüşüm Hikâyesi Geçmişin tozlu sayfalarında gezinirken, toplumların işleyişine yön veren yasaların, emirnamelerin ve kararların ardında hep bir şeyin yattığını fark ederiz: insan ihtiyaçları. Her dönemde, devlet düzeninin sürekliliği için bazı bireylerin yerinden, konumundan, hatta yaşam alışkanlıklarından geçici de olsa feragat etmesi gerekmiştir. İşte bu noktada karşımıza çıkan kavram, modern çağın idari düzeninde “geçici görevlendirme” olarak adlandırdığımız uygulamadır. Osmanlı’dan Günümüze: Görevlendirmenin Kökenleri Osmanlı İmparatorluğu’nda görev değişiklikleri, “emanet” ya da “vekâlet” adıyla anılırdı. Devlet görevlileri, merkezi otoritenin talebiyle bir başka vilayete ya da sancak merkezine geçici olarak atanır, bu süreçte hem devleti…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Doğuştan Kambur Neden Olur? Kamburluk, çoğu zaman yanlış duruş veya yaşam tarzı alışkanlıklarıyla ilişkilendirilir. Ancak bazı durumlarda bu durum doğuştan, yani bebek anne karnındayken gelişmeye başlar. İşte bu yüzden “Doğuştan kambur neden olur?” sorusu, sadece merak uyandırıcı değil, aynı zamanda çok daha derin bir biyolojik hikâyeyi içinde barındırır. Bu yazıda, konuyu hem bilimsel veriler hem de gerçek hayattan örneklerle ele alarak, doğuştan kamburluğun ardındaki nedenlere yakından bakacağız. — Doğuştan Kamburluk (Konjenital Kifoz) Nedir? Doğuştan kamburluk, tıbbi adıyla konjenital kifoz, bebeğin anne karnında gelişim süreci sırasında omurga kemiklerinde meydana gelen yapısal bozukluklar sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu bozukluklar, omurların şekillenmesinde…
Yorum BırakArabaya Direnç Atma Nedir? Mizahın Direksiyonunda Bir Otomobil Hikâyesi Gülmeye Hazır Olun: Arabaya Direnç Atmanın Komik Dünyası Hayatta bazı terimler vardır ki ilk duyduğunda teknik gibi gelir ama aslında içinde bolca kahkaha potansiyeli barındırır. “Arabaya direnç atma” da onlardan biri. İlk kez duyduğumda, “Araba bana laf mı soktu da direnç atıyorum?” diye düşündüm. Meğerse iş, arabanın moralini bozmaktan çok daha teknikmiş… ama merak etme, bu yazıda ne mühendislik dersi vereceğiz ne de karmaşık formüllere boğulacağız. Gel, bu konuyu bol kahkahalı, bol esprili bir yolculukla çözelim! Bir Arabaya Direnç Atmak: Tamirci Dilinde Ne Demek? Önce ciddi gibi davranalım: Arabaya direnç atmak,…
Yorum Bırakİnsan Neden Gerilme İhtiyacı Duyar? Felsefi Bir İnceleme Filozof Bakışıyla: Gerilme ve İnsan Doğası Felsefenin kökeninde, insanın varlık ve anlam arayışı bulunur. İnsan, her zaman evrenin anlamını, kendisini ve çevresini sorgulamıştır. Bu sorgulamalar, hayatın anlamı kadar, insanın kendi içindeki gerilimlere karşı duyduğu eğilimi de içerir. Herkesin yaşadığı günlük gerilimlerden, varoluşsal kaygılara kadar geniş bir yelpazeye yayılan bu duygu, insan deneyiminin merkezinde yer alır. Peki, insan neden gerilme ihtiyacı duyar? Gerilim, yalnızca dışsal bir baskıdan mı kaynaklanır, yoksa insanın doğasında mı vardır? Bu soruyu sormak, etik, epistemoloji ve ontoloji alanlarında derinlemesine bir keşif yapmayı gerektirir. Bu yazıda, insanın gerilme ihtiyacını bu…
Yorum BırakHâkim Kararını Neye Göre Verir? Toplumsal Yapılar, Cinsiyet Rolleri ve Kültürel Pratikler Üzerine Bir Sosyolojik Analiz Bir toplumda bireylerin adalet anlayışını şekillendiren pek çok etmen vardır. Bu etmenlerin başında ise hukuk ve yargı süreçleri gelir. Hâkimler, yalnızca yasaları değil, toplumsal normları, kültürel pratikleri ve bazen de kişisel değer yargılarını göz önünde bulundurarak karar verirler. Bir yargıcın vereceği karar, sadece hukuki değil, aynı zamanda toplumsal yapılarla ilişkili bir olaydır. Bu yazıda, hâkim kararlarının neye göre verildiğini, toplumsal yapıların, cinsiyet rollerinin ve kültürel pratiklerin bu süreçte nasıl bir etkisi olduğunu inceleyeceğiz. Sosyolojik bir araştırmacı olarak, her toplumda hukuk ve adaletin nasıl işlediği…
Yorum BırakGökdoğan Kuşu Kaç Km Hızla Uçar? Uçuşun Felsefi Anlamı Üzerine Bir Düşünme Denemesi Bir filozof olarak gökyüzüne baktığımda, yalnızca bir kuşun süzülüşünü değil, varoluşun derin bir metaforunu görürüm. Gökdoğan —ya da bilinen adıyla doğan kuşu— yalnızca hızın değil, özgürlüğün, bilgeliğin ve varlık bilincinin bir temsilcisidir. “Gökdoğan kuşu kaç km hızla uçar?” sorusu ilk bakışta teknik bir merak gibi görünür; ancak aslında bu soru, insanın evreni anlama biçimine dair bir sorgulamadır. Çünkü her hız, her uçuş, insan zihninin anlam arayışında yeni bir metafor açar. Bilginin Peşinde: Epistemolojik Bir Uçuş Epistemoloji, yani bilginin doğası ve sınırlarını inceleyen felsefe dalı, bize şu soruyu…
Yorum BırakHane Halkı Geliri Ne Kadar? Bilimin Işığında Cevabı Aramak Birçoğumuzun gündelik hayatında sıkça duyduğu ama tam olarak ne ifade ettiğini çoğu zaman düşünmediği bir kavram: hane halkı geliri. Peki, gerçekten “hane halkı geliri ne kadar?” sorusu neyi anlatıyor? Bu sadece bir maaş ortalaması mı, yoksa toplumun ekonomik sağlığını ölçen bir termometre mi? Gelin, bu konuyu bilimsel bir merakla ama herkesin anlayabileceği bir dille birlikte inceleyelim. Hane Halkı Geliri Nedir? Hane halkı geliri, bir evde yaşayan bireylerin tamamının elde ettiği gelirlerin toplamını ifade eder. Bu gelire maaşlar, serbest meslek kazançları, emekli maaşları, kira gelirleri ve hatta sosyal yardımlar gibi kaynaklar dahildir.…
Yorum Bırakİktidarın Anatomisi: Göğüs Kafesi Çökmesi Neden Olur? Bir siyaset bilimci olarak, insan bedenine yalnızca biyolojik bir varlık olarak değil, toplumsal düzenin minyatürü olarak bakarım. Beden, iktidarın, kurumların ve ideolojilerin en eski laboratuvarıdır. Göğüs kafesi çökmesi —tıpta “pektus ekskavatum” olarak adlandırılan durum— yalnızca kemiklerin içe doğru eğilmesi değildir; aynı zamanda toplumun, bireyin iç dünyasına yönelen baskılarının da bir metaforudur. Tıpkı bir rejimin vatandaşını bastırması gibi, beden de bazen kendi merkezine çöker. Bedenin çöküşü, çoğu zaman görünmez bir iktidarın sonucudur. Siyasette olduğu gibi, baskı uzun süre devam ederse sistem kendi ağırlığı altında ezilir. O halde şu soruyla başlayalım: Bir göğüs kafesi neden…
Yorum BırakBir Erkek Eşine Karşı Nasıl Olmalı? Duyguların ve Anlayışın Hikayesi Bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum. Belki kendinizden bir parça bulacaksınız, belki de bir başkasının sessizce yaşadığı duygulara tanıklık edeceksiniz. Çünkü her evlilik bir hikâyedir; içinde umut, sabır, anlayış ve bazen de sessiz fırtınalar barındırır. “Bir erkek eşine nasıl olmalı?” sorusu işte bu hikâyelerin kalbinde yankılanır. Ali ve Zeynep’in Hikayesi: İki Farklı Dünya, Tek Kalp Ali, hayatı planlı yaşayan bir adamdı. Her şeyi ölçer, biçer, stratejiyle hareket ederdi. Eşi Zeynep ise tam tersiydi; duygularıyla konuşur, kalbiyle düşünürdü. Ali için bir problem varsa çözülmeliydi, Zeynep içinse o problem önce anlaşılmalıydı. İşte…
Yorum BırakGevşek Hangi Dilde? Felsefi Bir Bakış Açısı Felsefenin doğasında insanı, düşüncelerini derinlemesine sorgulamaya iten bir güç vardır. Düşüncelerimiz, bizim dışımızdaki dünya ile kurduğumuz ilişkiyi şekillendirir. Bu ilişki ise dil aracılığıyla olur. Dil, bir anlam aracı olmanın ötesinde, düşündüğümüz ve varlıkları algıladığımız şekli de belirler. Peki, “gevşek” kelimesi hangi dilde, hangi bağlamda daha doğru bir anlam taşır? Bu soruyu felsefi bir bakış açısıyla incelediğimizde, dilin gücü, anlamı ve varlıkla olan ilişkisini farklı perspektiflerden ele almak gerekecektir. Etik Perspektif: Dilin Gösterdiği Sınırlar Gevşek kelimesinin etik bir bakış açısıyla ele alınması, dilin toplumdaki rolüyle doğrudan ilişkilidir. Etik, doğru ile yanlış arasında bir ayrım…
Yorum Bırak