Bir Psikoloğun Gözünden: ÖSYM Gözetmen Ücretinin İnsan Davranışlarına Yansıyan Hikayesi Bir psikolog olarak insan davranışlarını anlamaya çalışırken, zaman zaman çok gündelik gibi görünen bir sorunun bile derin psikolojik dinamikleri barındırdığını fark ederim. “ÖSYM gözetmen kaç TL alıyor?” sorusu da aslında sadece bir ücret merakı değildir; adalet algısının, emek değerinin, toplumsal statülerin ve motivasyonun sorgulandığı bir aynadır. Bu yazıda, bu basit görünen konuyu bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji perspektiflerinden ele alarak insanın ekonomik kararlarının ve duygusal tepkilerinin arka planını inceleyeceğiz. ÖSYM Gözetmen Ücreti: Rakamların Ötesinde Bir Anlam ÖSYM, Türkiye’de yapılan merkezi sınavların güvenliğini sağlayan, sistematik bir organizasyondur. Gözetmenler, sınavların adil ve…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Kısıtlı Kaynaklar ve Kararların Bedeli: Bir Ekonomistin Tanıklığı Ekonominin temelinde yatan en basit ama en çarpıcı gerçek, kaynakların kıtlığı ve bu kıtlığın bizi zorunlu seçimlere yönlendirmesidir. Tıpkı bir mahkeme salonunda “önce hangi tarafın tanığı dinlenmeli?” sorusunun dengeyi belirlemesi gibi, ekonomide de hangi tarafın sesi önce duyulursa sonuçlar o kadar farklı şekillenir. Bu yazı, hukuki bir sürecin basit bir detayını, ekonomik perspektiften yorumlayarak piyasa dinamikleri, bireysel kararlar ve toplumsal refah arasındaki ince dengeyi analiz ediyor. Tanık Sırası ve Bilgi Asimetrisi: Piyasanın Sessiz Hakimi Mahkemede tanığın önce kim tarafından dinleneceği, kararın yönünü etkileyebilir. Aynı şekilde ekonomide de bilgi asimetrisi, yani taraflardan birinin…
Yorum BırakÇiçek Hangi Grupta? İnsan Zihninin Sınıflandırma Tutkusu Üzerine Psikolojik Bir Analiz Bir psikolog olarak, en çok ilgimi çeken şeylerden biri insanların dünyayı anlamlandırma biçimleridir. Nesneleri, insanları, duyguları hatta kelimeleri bile gruplara ayırırız. Çünkü zihnimiz karmaşayı sevmez; düzen, denge ve öngörü arar. Bu yüzden “Çiçek hangi grupta?” gibi basit görünen bir soru, aslında insan zihninin çalışma biçimini, duygusal eğilimlerini ve toplumsal kodlarını ortaya koyan derin bir sorudur. Bu yazıda, bu soruyu bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji perspektiflerinden ele alarak, “çiçek”in sadece bir bitki değil, bir insan sembolü olarak nasıl anlam kazandığını inceleyeceğiz. Bilişsel Psikoloji: Zihnin Sınıflandırma Haritası Zihin, çevresindeki bilgiyi anlamlandırmak…
Yorum BırakKamçılı Hayvan Tek Hücreli mi? Küresel ve Yerel Bir Mercekten Mikroskobik Yaşamın Hikâyesi Hayata farklı açılardan bakmayı seven biri olarak, bazen bir mikroskobun altına eğilmek bana dünyayı yeniden keşfetmek gibi geliyor. Kimi zaman bir damla suyun içinde saklı canlılar, insan uygarlığının hikâyesinden daha öğretici olabiliyor. “Kamçılı hayvan tek hücreli mi?” sorusu da bu türden — hem biyolojik hem de felsefi katmanları olan bir soru. Çünkü bu sorunun ardında, yaşamın nasıl tanımlandığına ve farklı toplumların doğaya nasıl baktığına dair çok şey gizli. Bilimsel Temel: Kamçılı Hayvanlar Kimdir? Önce bilimin penceresinden bakalım. Kamçılı canlılar, flagella adı verilen kamçı benzeri uzantılara sahip organizmalardır.…
Yorum BırakSes Getirmek Deyimi Ne Anlama Gelir? Felsefi Bir İnceleme Filozof Bakışıyla Ses Getirmenin Anlamı Felsefi bir bakış açısıyla “ses getirmek” deyimi, insanların dünyadaki varlıkları ve eylemleri üzerindeki etkilerini sorgulayan bir kavram olarak ele alınabilir. İnsanların söyledikleri, yaptıkları ya da bir olayın ardından bıraktıkları iz, yalnızca ses olarak kalmaz; eylemlerin derin anlamları, toplumda yankı uyandıran etkiler yaratabilir. “Ses getirmek”, sesin duyulmasından çok, bu sesin ne kadar derin, geniş ve etkili bir yankı uyandırdığı ile ilgilidir. Bu deyim, kişilerin ya da grupların toplumsal düzeyde bir farkındalık yaratma çabalarındaki gücü ifade eder. Ancak felsefi olarak baktığımızda, “ses getirmek” deyimi, yalnızca dışsal bir etki…
Yorum BırakKampanya Aşamaları Nelerdir? Stratejiden Sonuca Uzanan Hikâyeli Bir Yolculuk Bazı fikirler bir anda parlayıp kaybolur; bazılarıysa doğru planla bir markanın kaderini değiştirir. Kampanya dediğimiz şey de tam olarak bu farkı yaratır. Bu yazıda, bir kampanyanın nasıl doğduğunu, nasıl büyüdüğünü ve nasıl sonuçlandığını; verilerle, gerçek hikâyelerle ve biraz da içten bir sohbet tadında birlikte keşfedelim. Kampanya Nedir? Bir Fikrin Yolculuğu “Kampanya” kelimesi genelde reklam ve pazarlama alanında duyulur ama özü çok daha derindir: Bir hedefe ulaşmak için planlı, ölçülebilir ve zaman sınırlı bir çaba. İster sosyal bir farkındalık projesi, ister yeni bir ürün lansmanı olsun; her kampanya aslında bir hikâyedir. Ve…
Yorum BırakHalsizlik ve Güç Kaybı Neden Olur? – Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir Analiz Bir siyaset bilimci olarak gücü yalnızca kaslarda ya da enerjide değil, toplumun damarlarında ararım. Çünkü güç, sadece bireysel bir özellik değil; iktidarın, ideolojinin ve kurumların iç içe geçmiş bir ağında anlam kazanır. Halsizlik ve güç kaybı yalnızca bedensel değil, siyasal bir metafordur: Bazen bir toplum, bir rejim ya da bir vatandaş, tıpkı insan bedeni gibi tükenir, yorulur ve pasifleşir. Bu yazıda “halsizlik ve güç kaybı neden olur?” sorusunu siyaset biliminin gözlüğüyle; iktidar, kurumlar, ideoloji ve vatandaşlık ekseninde tartışacağız. — İktidarın Yorulması: Gücün Kaynağı mı, Tükenişi mi? İktidar kavramı,…
Yorum BırakFatih Kanunnamesinin Amacı Nedir? Osmanlı’nın Adalet ve Düzen Arayışına Bilimsel Bir Bakış Osmanlı tarihine meraklıysanız, Fatih Sultan Mehmet’in yalnızca İstanbul’u fetheden büyük bir komutan değil, aynı zamanda devlet yapısına yön veren bir hukuk mimarı olduğunu bilirsiniz. Ancak çoğu zaman gözden kaçan bir gerçek var: Onun en önemli eserlerinden biri savaş meydanlarında değil, hukuk sahasında yazılmıştı. İşte tam bu noktada karşımıza “Fatih Kanunnamesi” çıkar. Peki bu kanunnamenin asıl amacı neydi? Sadece devlet düzenini sağlamak mı, yoksa Osmanlı’nın geleceğini şekillendirmek mi? Kanunname Nedir ve Osmanlı’da Neden Önemlidir? Şeriatın Yanında Sultanın Sözü: Kanunnamelerin Doğuşu Osmanlı Devleti’nin hukuk sistemi temelde İslam hukuku yani şeriata…
Yorum BırakArgoda Kapçık Ağızlı Ne Demek? Mizahın En Tatlı Kültürel Şifrelerinden Biri Bazı deyimler vardır ki, ilk duyduğunuzda anlamı hakkında hiçbir fikriniz olmaz ama bir yandan da sizi kahkahaya boğar. “Kapçık ağızlı” tam olarak böyle bir ifade! İlk kez duyanlar, sanki bir çizgi film karakterinin lakabıymış gibi düşünebilir ama aslında Türk argosunun en eğlenceli, en karakteristik kelimelerinden biridir. Gelin birlikte, bu renkli tabiri hem kelime kökeniyle hem de sosyal hayattaki yansımalarıyla mizah dolu bir yolculukta keşfedelim. Kısa Cevap: “Kapçık ağızlı” argo bir tabir olarak genellikle ağzı durmayan, sürekli konuşan, laf yetiştiren veya her işe burnunu sokan kişiler için kullanılır. Ama bu…
Yorum BırakGövde Halinde Ne Demek? Varlığın Bedensel Sınırlarında Bir Felsefi Düşünme Bir filozofun gözünden bakıldığında, “gövde halinde” ifadesi yalnızca bir fiziksel bütünlüğü değil, varoluşun ete kemiğe bürünmüş hâlini anlatır. Gövde, insanın dünyadaki varlığının en somut kanıtıdır; ama aynı zamanda onun en kırılgan yönüdür. Peki, “gövde halinde olmak” ne anlama gelir? Sadece biyolojik bir biçimde var olmak mı, yoksa bilinçle birleşmiş bir varlık durumu mu? Bu sorular, hem etik hem de epistemolojik hem de ontolojik tartışmaların kapısını aralar. Ontolojik Perspektif: Gövdenin Varlıkla Dansı Ontoloji, yani varlık felsefesi açısından “gövde halinde olmak”, varlığın dünyada belirli bir biçim kazanması anlamına gelir. Her şeyin bir…
Yorum Bırak