İçeriğe geç

Tasavvufta havf ne demek ?

Tasavvufta Havf Nedir? Bir Kervanın Gölgesinde Başlayan Hikâye

Bu satırları, kalbinde bir hikâyeyi paylaşmak isteyip de nereden başlayacağını bilemeyen herkes için yazıyorum. Hani bazen bir an gelir, içini yoklayan bir sızıyla “Ben neredeyim?” diye sorarsın ya; işte o anların yol arkadaşı olsun bu yazı. Sana, bana, hepimize…

Rüzgârın Sırtında: Selim ve Elif’in Yolu

Selim, hayatta her adımı bir plan dâhilinde atan, çözüm odaklı bir adamdı. Zihninde haritalar, cebinde listeler taşırdı. Elif ise insanın nabzını tutan, söze değil göze bakan, empatisi geniş bir kadındı. İkisi, bir dergâhın avlusunda, akşam ezanının hemen ardından karşılaştılar. Avluyu dolduran loş turuncu ışık, duvara asılı bir kandilin titrek nefesiyle geziniyor; taş zeminde yankılanan ayak sesleri, sanki içlerindeki sorulara ritim tutuyordu.

Selim’in derdi kesindi: “Korkuyorum,” dedi, “yanlış yapmaktan, eksik kalmaktan, Hakk’ın rızasını kaybetmekten.” Elif, usulca gülümsedi: “Belki de bu korku, sana yön gösteren bir pusuladır.”

Tasavvufta Havf: Tanımın Ötesinde Bir Hâl

Tasavvufta havf, sıradan bir korku değildir. Ceza endişesinden çok, Sevgili’yi incitme kaygısıdır. Kişiyi daraltmaz; aksine, çizgiyi aşmaktan sakındırır, kalbi uyanık tutar. Havf, “Allah’tan korkmak” diye çevrildiğinde eksik kalır; çünkü burada korku, bir sevgiyi kaybetme ürpertisidir. Tıpkı göğsünün içindeki kuşu ürkütmekten çekinmek gibi…

Selim, “O halde bu ürperti beni niçin yoruyor?” diye sordu. Elif, taş duvara omuz verip cevapladı: “Çünkü havf tek başına değildir. Onun kanadı recâdır—yani umut. Bir kuş, iki kanatla uçar.”

Stratejinin ve Şefkatin Düğüm Olduğu Yer

Selim plan yapmayı sevdiği için, havfı bir proje gibi ele aldı: “Hatalarımı listelerim, riskleri azalatırım, daha çok ibadet eder, daha çok okur, daha çok çabalarım.” Elif ona yaklaştı: “Çaban kıymetli, ama havf yüreğin ince ayarıdır; yalnızca kurallarla değil, ilişkiyle anlaşılır. Hakk ile ilişkinin nezaketidir o.”

O gece dervişlerin halkasında bir sohbet açıldı. Şeyh, “Havf, kalbin omurgasıdır,” dedi. “Ama omurga tek başına yürütmez; kası, siniri, nefesi de ister. Havf, recâ ile dengelenmeyince katılaşır; recâ, havfsız olunca gevşer.”

Havfın İşaretleri: İçtenlik, Dikkat ve İnce Bir Titreme

  • İçtenlik: Allah’a karşı samimi olma isteği artar. Gösteriş, kabuk gibi çatlar.
  • Dikkat: Diline, bakışına, kazancına, helâle-harama karşı bir uyanıklık doğar.
  • İnce Titreme: Günah değil, gönül kırmaktan; ceza değil, yakınlığı kaybetmekten ürpersin.

Selim bu işaretleri not etti. Elif ise sorular sordu: “Bu dikkat, seni insanlardan koparıyor mu? Yoksa onlara karşı daha merhametli mi yapıyor?” Çünkü Elif, biliyordu ki sahih havf, insanı daha nazik, daha adil, daha merhametli kılar.

Hikâyenin Dönüm Noktası: Yanık Mucize

Dergâhın mutfak kısmında bir kazan taşmış, ocağın etrafına süt dökülmüştü. Genç derviş panik içinde koşuşturuyordu. Selim hemen strateji geliştirdi: “Ocağı kapat, yere kül serp, bir bezle süpür.” Elif, dervişin gözlerine baktı: “İyi misin? Ellerini yaktın mı?” Önce yaraya merhem, sonra düzen…

O an Selim anladı: Havf, sadece kendi hâliyle ilgili değildi. Eğer gerçekten Hakk’tan sakınıyorsa, O’nun yaratılmışına da incitmeden yaklaşmalıydı. Strateji, şefkatle birleşti; çözüm, ilişkiyi onardı. Taşan kazan duruldu, genç dervişin titrek parmakları sargıya kavuştu. Mutfakta süt kokusuna karışan bir ferahlık yayıldı.

Havf ve Recâ Dengesi: Kuş Metaforu

Şeyh, o gece kuşu anlattı: “Kuşun bir kanadı havf, diğeri recâdır. Havf, haddini bilmeyi; recâ, rahmeti ummayı öğretir. Biri fazla olsa kuş savrulur, eksik olsa uçamaz.”

Selim stratejisini revize etti: “Yalnızca hataları azaltmak değil, iyilikte derinleşmek de planın parçası olmalı.” Elif, ilişkilerin haritasını çizdi: “Öfkelendiğinde sesi değil, nefesi yükselt; kırdığında ‘özür dilerim’ sözünü geciktirme; sevinci pay et, yükü bölüş.”

Pratik Bir Yol: Havfı Kalpte Canlı Tutmanın 5 İnce Adımı

  1. Günlük Murakabe: Her akşam iki dakika: “Bugün kimi incittim, kimi onardım?”
  2. Helâl Duyarlılığı: Kazançta, sözde, bakışta helâle sarıl.
  3. Merhamet Eşiği: Karşındakinin acısını önce fark et, sonra çözüm kur.
  4. Umut Nefesi: Her yanılgıda “Rahmet kapısı açık” de; tövbeyi erteleme.
  5. Hizmet Dönüşümü: Korkunu, birinin yükünü hafifletmeye dönüştür.

Son Sahne: Avluda Sessiz Bir Dua

Gece ilerledi. Avlunun taşlarına ay ışığı döküldü. Selim, cebindeki listelerin yanına bir not daha iliştirdi: “Havf = Sevgili’yi incitmekten sakınma.” Elif, kalbinden geçen duayı fısıldadı: “Bizi Sana yakın kılan korkudan, umudu büyüten sevgiden ayırma.” İkisi de sustu; çünkü bazen en derin cümle, susmanın içinden duyulur.

Sonuç: Havf, Yolu İncelten Bir Zarafet

Tasavvufta havf, insanı daraltan bir gölge değil; yürüyüşü zarif kılan bir ışık çizgisidir. Erkekçe stratejiyle kadınsı sezgiyi buluşturduğunda, akıl planlar yapar, kalp ilişkileri onarır. Böylece havf, yalnızca “korku” olmaktan çıkar; bir sevgi terbiyesi, bir gönül nezaketi olur.

Söz Sende

Sen bu hikâyede kendini nerede buldun? Selim’in listelerinde mi, Elif’in bakışında mı? Yorumlarda kalbinin sesini duymak isterim. Belki de hepimiz, aynı kuşun iki kanadında buluşuruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
cialismp3 indiralfabahis girişprop money